ANNEMİN ŞİİRİ

Bugün 12 Eylül darbesinin 28. yılı. Darbeciler, mahkemeler, davalar ve mağdurlar konuşulacak. 12 Eylül'ün hala yargılanamamış şuçları ve suçluları ağır bir yük gibi dururken toplumun sırtında, vicdan mahkemeleri kurulacak. 


Bir de 12 Eylül anneleri var, hiç unutmayan o karabasanı. Benim annem Adalet Aydın, 12 Eylül annelerinden birisiydi. Şimdi yok. Geçen 20 Kasım'da kaybettim onu. Aşağıdaki yazıyı kaybetmeden birkaç ay önce yazmıştım onun için. Bugün annemi anmak istiyorum izninizle. Keşke şimdi burada olsaydı.

12 Eylül 2008

***

Annem 75 yaşında. 8 Mart günü kalça kemiği kırıldı ve o günden beri de hastanede yatıyor. Babam Orhan Aydın 8 Mart kadınlar günü icin ona çiçek almaya gitmiş, evde yalnızdı. Annem aynı zamanda uzun yıllardır diyaliz hastasıdır.

İlk gün ameliyat edemediler. Ertesi gün kırılan kemik topuzunu ameliyatla cıkartıp yerine metal taktılar. Bir süre yoğun bakımda kaldı. Dün ayağını yeniden yere bastı. Diyaliz hastalarının kemikleri de zayıflıyor. Daha önce memleketi Hopa'da iken diğer taraf da kırılmıştı. Bu yüzden zor yürüyordu zaten. 

Annem 12 Eylül yıllarını tutukevi kapılarinda geçirenlerden birisidir. Önce tansiyon hastası oldu. Sonra böbrekleri çalışmaz oldu. Tam 11 yıldır haftada 3 kez diyalize giriyor. Bedeni üçte bire düştü, evden cıkamıyor ama hic yılmadı, yaşama hic küsmedi. Uzun planlar yapıyor hep. Ölmeye ise hiç niyeti yok.

Ben içerdeyken şiirler yazardım. Onları dışarıdaki arkadaşlarım "Dostlarım" adında ince bir kitapta toplamıştı. Yayıncısı ise annem "Adalet hanım" olmuştu. Kitabın girişine bir de kendisi şiir yazıp koymuştu. 12 Eylül'ün anneme yazdırdığı bu şiir, onun ömrü boyunca yazdığı ilk ve tek şiirdir. Asağıya ekliyorum, farzedin ki sizin anneniz size yazmis. Geçenlerde andığımız Ertuğrul Karakaya'nın, Gökalp Çiftçioğlu'nun annesi veya...

Bugünlerde yine Kenan Evren'den çok bahsediliyor da, benim yaşlı annemin bir deri bir kemik kalmış yüzü hemen kararıyor, tansiyonu çıkıyor her adı geçtiğinde. Annemin 12 Eylül'ü hiç bitmedi. Hep sürüyor çünkü...

Eger hala yaşıyorsa hepinizin annesine sevgiler, oğlunu ve kızını yitirmiş tüm annelere saygılar...

OĞLUMA

Yaram sızlar, yaram sızlar
yarasızlar ne anlar yaralıdan
nereye gitsem yaram içimde sızlar
yavrusu yanında olan ne anlar yaralıdan
yaramın sızısını ne anlar yavrusuzlar?

Aylar geçer, yıllar geçer
özlemi içimi biçer
bu yaranın acısı yavruma kavuşunca geçer
yaram sızlar, yaram sızlar
yavrumun acısını ne bilir yarasızlar?

Oğul yüzüm gülmeyiversin
her gun gülen yüzler var iken
bahtıma güneş doğmayiversin
gönlümün ışığı gözlerin yeter!

Rüzgarlı, yağmurlu, selli günlerde
gönlümde aranan başka teselli
sana sarılıp bol bol koklamak
bir gün olacaktır o da besbelli...

Adalet Aydın - İstanbul, Şubat 1986

-------------------------------------------------------------

Cezaevi Kapılarında

Zulme itiraz edenler 12 Eylül zulümhanelerindeyken, onların yakınları da o kalın duvarların dibinde çile çekiyordu. Bazıları artık burada değil ama direngen bakışları asla unutulmasın.

Fotoğraf: Sağmalcılar Hücre Tipi Askeri Tutukevi yan duvarı, yıl 1984. Soldan sağa Mehmet Terzioğlu'nun eşi Hatice Terzioğlu, İbrahim Yakut'un eşi Serap Yakut, Yasin Nuri Aydınlı'nın eşi Şükran Aydınlı, Feride ve Fikret Akovalı'nın annesi Sündüs Akovalı, Sedat Kesim'in eşi Semra Kesim, Timur Semerci'nin annesi Ayhan Semerci, Ahmet Kenger'in annesi Besime Kenger, Bülent Aydın'ın annesi Adalet Aydın ve Ernur Kalender'in kardeşi Arzu Kalender.





Sağmalcılar Hücre Tipi Askeri Tutukevindeki
İstanbul Devrimci Yol davası ziyaretçileri (1984)




Annem olsaydı

Bakırköy’ün ortasında annemin evi
Babam yalnız o evde geçen yıldan beri

Memleketimin yağmurlarını
Çok özledim ben derdi
Yağmurlu bir laz günü
Onu toprağına verdik

Artık feri sönse de parlardı hep gözleri
Hala yanağımda annemin sıcak jelatin eli

Yağmur yine yağsaydı
Saçımı okşasaydı
Bir yanım hala çocuk
Annem burda olsaydı

Bülent Aydın
20 Kasım 2008















1 yorum: